Performans ve Gelişim YönetimiÇalışanlarımıza En Güzel Yeni Yıl Hediyesi!...Kocaman bir yılı daha arkamızda bırakmak üzereyiz... Çalıştık çabaladık, ürünler ürettik, projeler gerçekleştirdik, hizmetler verdik... Yönettik, yönetildik... Kah sevindik motive olduk, kah üzüldük şevkimiz kırıldı...Kimimiz hedeflerine ulaştı, kimimiz ulaşamadı...Sonuçta yaşadık ve koca bir yılı bitirdik. Artık bugün geldiğimiz noktada çok da fazla geçmişe takılıp kalmayalım, keşkelerle zaman ve enerjimizi harcamayalım... Önemli olan bu koca yaşanmış yılı yüceltebilmek...Bir yıl boyunca yapmak istediklerimizin ne kadarını yapabildiğimiz, hedeflerimize ne ölçüde ulaşabildiğimiz kuşkusuz önemli, ancak deneyimlerimizden neler öğrendiğimiz, deneyimlerimizin bizi ne kadar geliştirdiği çok daha önemli... Geçmiş yılın muhasebesini bu çerçevede biraz da hoşgörü ile yapabilmeli, ama asıl bundan sonra ne yapacağımıza yani geleceğe odaklanabilmeliyiz. İşte bize koskocaman bir yeni yıl!.. Yapmak istediğimiz bir çok yenilik, değiştirmek istediğimiz bir çok alışkanlık ve ulaşmak istediğimiz hedeflerimiz için yepyeni tam 365 gün... Yeni başlangıçlar, yeni umutlar, yeni başarılar ve yeni uygulamalar için eşsiz bir fırsatımız var... Bu fırsatı, güzeller güzeli yeni yılımızı eski yıldan çok daha gelişmiş olarak, çok daha farklı bir vizyon ve istekle yaşayabiliriz...
Bir çok kuruluşta şu günlerde yılbaşı kutlamaları yapılıyor, çekilişler düzenleniyor, çalışanlara hediyeler veriliyor. Bunlar kuşkusuz, çalışma ortamındaki ilişki ve iletişimin beslenmesine katkı sağlayabilecek hoş uygulamalar...Oysa açık ve içten iletişime dayalı ve uzun dönemli yönetici çalışan ilişkilerini kurabilmek ve sürdürebilmek için çok daha farklısına, farklı "hediyelere" ihtiyacımız var.
Çalışanların Beklentileri - Yöneticilerin Hediyeleri
Yöneticiler olarak çalışanlarınıza verebileceğiniz en güzel hediye ne olabilir? Çalışanlarıyla olan ilişkileri, konuya bakışı çerçevesinde her yöneticimizin yanıtı farklı olabilir..."Gönlümden neler geçiyor ama olanak meselesi..." diyenden, "ah bir yeterli gücüm olsa, onları neyin mutlu edeceğini biliyorum amma..." veya "minik sürprizler "den" birlikte kutlamaya" kadar bir dolu değişik yanıt...Konumuz; daha fazla mali güç ya da daha fazla otorite sahibi olsaydık onlara sunabileceğimiz - daha yüksek ücret, daha çok prim, terfi olanağı veya maddi değeri yüksek bir şeyler gibi - hediyeler değil... Kendi kontrol alanımız dışındaki birçok faktörün değişmesini beklersek, belki de bu hediyeleri verme olanağını hiçbir zaman yakalayamayabiliriz... Üstelik onlar bizden çok da fazla bir şey beklemiyor... Bakın neler bekliyorlar; "onları yakından tanımamızı", "sorunların çözümüne yardımcı olmamızı", "kararlara katılma olanağı vermemizi", "çabalarını fark etmemizi," "değerli olduklarını hissettirmemizi", "potansiyellerini
ortaya koyabilecekleri koşulları yaratmamızı" bekliyorlar... Hatta ve hatta "güler yüzle yanımıza gelsin" ya da, "içten bir günaydın yeter" diyenler hiç azınlıkta değil... Dolayısıyla yöneticiler olarak, tamamen kendi kontrolümüzde olan, kendi bilgi ve becerimizi, kendi inisiyatifimizi, yüreğimizi kullanarak onlara sunabileceğimiz o kadar değerli hediyelerimiz var ki...
Çalışanımıza En Değerli Hediye: Geribildirim
Çalışan beklentilerinin bir çoğunu karşılayabilecek, gelişmelerini sağlayacak en değerli hediye ise kuşkusuz "çalışanlarımıza etkin, zamanında, yapıcı ve düzenli olarak geribildirim vermeye başlamak" olacaktır. Çalışanın, gelecekteki davranışlarının düzeltilmesi amacıyla geçmiş davranışları hakkında yöneticisi tarafından bilgilendirilmesi" olarak tanımladığımız geribildirim eşsiz bir motivasyon ve gelişim aracıdır. Geribildirim olmadan öğrenmeyi ve dolayısıyla gelişimi sağlamamız mümkün değil. Günlük rutin içerisinde çalışanımıza iyi yaptığı bir iş için "eline sağlık" ya da "teşekkür ederim" demek ya da eksik ya da hatalı yaptığı bir iş/davranış için geribildirimde bulunup, daha iyi nasıl yapacağını anlatmak...
Hepsi bu kadar...Çok da fazla zamanımızı almayacak bu süreci ilkelerine uygun olarak yaptığımız zaman bakın sonuçları ne oluyor: Bir kere geribildirim vererek çalışanımıza "sen önemlisin, yaptığın iş önemli, davranış ve iş sonuçlarınla bu yüzden ilgileniyorum" mesajını veriyor, çabalarını fark ettiğimizi gösteriyor ve kendisinin değerli olduğunu hissettiriyoruz. İkinci olarak hatalı iş/davranışı durdurarak alışkanlık haline gelmesini önlemiş oluyoruz. Üçüncü olarak, doğru davranışı ya da nasıl daha iyi yapacağını göstererek öğrenmesini ve gelişmesini sağlıyoruz. Gösterdiğimiz ilgi ve işini giderek daha iyi yapıyor olması, motivasyonunu ve kendine güvenini artırıyor. Bakın bir taşla kaç kuş vurabiliyoruz. Yöneticiler olarak hepimizin yüksek performanslı takımlara ihtiyacımız var. Günlük yönetim uygulama ve alışkanlıklarımızın içine zamanında, düzenli, yapıcı geribildirimi katarak çok güçlü bir performans geliştirme aracını kullanmaya başlayabiliriz. O hep özlemini duyduğumuz içten, güvene ve açık iletişime dayalı yönetici-çalışan ilişkisini kurmanın yolu geribildirim alışkanlığını kazanmaktan geçiyor... Sonuçta fark edilme, ilgilenilme, güvenilme ve kendini değerli hissetme gibi gereksinimler son derece insani gereksinimler. Bunlara hepimizin ihtiyacı var... Çalışanların bu tarz "insani" gereksinimlerini karşılayabilen yöneticilerin de ve şirketlerin de kazandığını biliyoruz...
İşte bu yüzden yöneticiler olarak çalışanlarımıza verebileceğimiz en güzel en değerli yeni yıl hediyesi onlara geribildirim vermeye başlamak olacaktır.
Sağlıklı, başarılı ve mutlu bir yeni yıl dileğiyle...
Dr. Sema ÖZÇER
MAY DANIŞMANLIK - KURUCU ORTAK
TİSK İşveren Dergisi, Aralık 2005