Liderlik - YönetimÜst Düzey Yöneticiler Ne Yapar?Esas olarak üst düzey yöneticilerin şirketin yönünü belirlemek gibi son derece stratejik bir rolleri var. Bunun için;
- ulusal ve uluslar arası ekonomik ve sektörel eğilimleri ve teknolojik gelişmeleri izlemeleri, bu konuda güncel ve kullanılabilir verilere sahip olmaları,
- bu bilgileri, çevredeki değişikliklere ilişkin bilgiler ile kuruluşun mevcut koşullarını bir arada değerlendirerek, kuruluşun geleceği için öngörüler oluşturmaları ve
- şirketin yönünü, stratejilerini belirlemeleri ve uygulanmasını sağlamaları gerekiyor. Bütün bu çalışmaları da gelecekte oluşabilecek fırsat ve tehditleri göz önüne alarak, uzun vadeli bir bakış açısıyla gerçekleştirmeleri kritik bir
önem taşıyor. Yakından bakıldığında son derece iddialı ve kritik bir fonksiyon.
Konuya ilişkin bilgi, beceri ve deneyime sahip olmak yetmiyor. Bu çalışmalar için ciddi zaman ayrılması gerekiyor. Bunun anlamı şu; üst düzey yöneticiler zamanlarının önemli bölümünü stratejik konulara ayırmalı, detay operasyonlarla uğraşmamalı. Araştırmalar, iyi uygulama örnekleri; üst düzey yöneticilerin zamanlarının %80'nini stratejik konulara ayırmaları gerektiğini gösteriyor.
Yıllar boyu işletmelerde şu şekilde paylaşımlarımız oldu;
"Kocaman bir işletmeyiz. En alt düzeylere alınacak bir çalışanın bile işe alım kararı üst yöneticinin onayından geçiyor..."
"Üretim için gerekli malzemelerin bile nereden ve nasıl geleceğini üst düzey yöneticim izliyor..."
"Bizim şirketimizde küçücük bir satın alma kararı bile üst yönetime onaya gider."
Zaman içinde bu yakınmaların dozu ve niteliğinde değişmeler olduysa da üst düzey yöneticilerin günlük operasyonlara olması gerekenden çok daha fazla zaman ayırdığı gerçeği çok da fazla değişmedi. Hala bir çok şirkette üst düzey yöneticilerin sorumlu oldukları ana fonksiyonun detaylarını bilme ve izlemeye ağırlık verdiklerine, hatta işi yönetmek yerine bir fiil işi yapan yöneticiler olduklarına tanık oluyoruz...Bu tarz bir üst yönetim yaklaşımı, kendilerine bağlı daha alt düzeydeki yönetim kademelerinden de "kendi tarzlarına uygun yöneticilik yapmalarını bekleme" sonucunu doğuruyor. Bunun sonucunda şirketlere iş- operasyon odaklı bir yönetim anlayışı hakim oluyor. Sorunların çözüm yerinin hep bir üstteki yöneticinin olduğu, kendi alanlarında karar alma yetkisine sahip olmayan, sormadan iş yapamayan bir yönetim takımıyla şirketlerimizi yönetmeye çalışıyoruz. Her alanda çok boyutlu değişimin yaşandığı, hızlı olmanın stratejik başarı faktörleri arasında yer aldığı günümüzde bu durum; sorunların çözülerek karar alınması ve uygulanması sürecini ciddi bir biçimde yavaşlatıyor. Yöneticiler kendi çalışanlarının yapması gereken işleri de üstlendikleri için detay işlerin içinde boğuluyor, asıl yapmaları gereken çalışmalara zaman ayıramıyorlar. Kararların alınması için tüm ilgili kesimlerin bilgi paylaştıkları toplantılara duyulan gereksinim artıyor. Yöneticiler de çalışanlar da operasyonel kararların alınması için düzenlenen sayısız toplantılar içinde kayboluyorlar. Yetki delege edilmeyen çalışanlar gelişemiyor ve sorarak iş yapmaya, yerlerinde saymaya devam ediyorlar. Oysa yönetimde başarının yolu yetkin, inisiyatif kullanabilen bir takıma sahip olmaktan geçiyor. Günümüz çalışanları eskisi gibi "yönetici karar versin, ben uygulayayım" biçiminde edilgen bir rol üstlenmek istemiyor. Yeni çalışan profili; işini yaparken fikir ve beyin gücünü kullanabilmeyi, kararlar alabilmeyi, inisiyatif kullanmayı, tüm süreçlerde aktif rol üstlenmeyi istiyor. Tüm potansiyelini ortaya koyabileceği, gelişebileceği çalışma ortamlarını tercih ediyor. Bu profildeki çalışanların yönetimi için ise yöneticilerin "insanlarının yönetimine" zaman ayırmaları, gelişimlerini sağlamaları ve çok iyi yetki delegasyonu yapmaları gerekiyor.
Sonuç olarak üst yöneticilerin yönetsel yaklaşım ve uygulamaları şirketteki yönetim kültürünün niteliğinde belirleyici bir rol oynuyor. Bu kültürün niteliği ise şirket başarısını etkiliyor. Aslında çözüm çok basit; her düzeydeki yöneticinin kendi düzeyine uygun işleri yapması, bir alt düzeyde gerçekleştirilmesi gereken işleri üstlenmemesi. Yöneticiler olarak işlerimizi planlarken; "bu işi benden başkası yapabilir mi?" diye sorgulayabilir ve "evet yapabilir" dediğimiz her işi uygun takım arkadaşlarımıza delege edebilmeliyiz.
Dr.Sema ÖZÇER
MAY Danışmanlık
Kurucu Ortak
TİSK İşveren Dergisi, Mart 2007