Investors in People (IIP)İnsan Kaynağına Yatırımı Performansa Dönüştürmek: INVESTORS IN PEOPLE (IIP)Kuruluş başarısında insan kaynağının önemini fark ettiğimizden beri insan kaynağına yönelik uygulamaların bir çığ gibi büyüdüğüne ve yaygınlaştığına tanık oluyoruz. İnsana "inanan" her şirket kendi koşulları, gereksinimleri çerçevesinde ve olanakları ölçüsünde; en iyi çalışanları çekmek, elde tutmak, geliştirmek ve sürekli olarak performanslarını artırmak için yoğun çaba harcıyor, insan kaynağına yatırım yapıyor. Bu kapsamda, yapılan yatırımların yönü, niteliği ve geri dönüşünün ne olduğu kritik önem taşıyor. Bu yatırımlar çalışana ve organizasyona gerçekten katma değer sağlıyor mu? Çalışanlarımızı doğru yönde geliştirebiliyor muyuz? İnsan kaynağımıza yaptığımız yatırımı, eğitim - gelişim programlarımızı performansa dönüştürebiliyor ve performans artışı sağlayabiliyor muyuz?
Bu tür soruları yanıtlayabilmek için "bu çalışmaları ne kadar doğru yaptığımızı ve nasıl daha iyi yapabileceğimizi görmemizi sağlayacak bir standart olsaydı" diye düşünüyorsanız, bu paylaşım tam size göre. Çünkü konumuz Investors in People (IIP = İnsana Yatırım Yapanlar). Bir organizasyonun performansının insan kaynakları ile geliştirilmesini yöntem olarak benimseyen uluslararası ilk ve tek insan kaynakları standardı olan Investors in People bu çerçevedeki beklentilere de yanıt verebilecek bir nitelik taşıyor.
INVESTORS in PEOPLE (IIP) NEDİR?
Nerede ve Nasıl Doğdu?
Standardın öyküsü 1990 yılında İngiltere de başlıyor. 1990 yılının başları İngiliz ekonomisine olumsuz koşulların hakim olduğu, işletmelerin düşük verimlilik / yüksek maliyet döngüsü içinde bulunduğu bir dönem. Döneme özgü koşullarda ilgili kesim temsilcileri - hükümet, kooperatifler, İşçi Sendikaları, İngiliz Endüstrisi Konfederasyonu - çözüm üretmek üzere bir araya gelirler.
Yapılan kapsamlı çalışmalardan sonra İngiliz işgücünün eğitim, bilgi ve becerisinin artırılması kararı alınır. Bu karar doğrultusunda Standard geliştirilir. 1991 yılında standart kapsamlı testlerden geçirilir. İngiliz ekonomisinin tüm sektörlerini temsil eden, farklı büyüklüklerdeki en başarılı şirketlerin Standarda ilişkin deneyimlerinin çok olumlu olması ile Standart ilgili tüm kesimlerin tam onayını alır ve 1991 yılında ulusal bir kalite standardına dönüşür. Küreselleşme, İngiltere dışındaki bir çok ülkenin standardı fark etmesi ve ilgi göstermesine yol açar ve IIP, 1998 yılında uluslararası bir standarda dönüşür. Bugün 26 ülkede toplam 34.000 organizasyon bu standarda ulaşmış durumda. 20.000 den fazla organizasyon ise standarda ulaşma yolunda taahhüt aşamasında bulunuyor.
IIP’nin Amacı ve İlkeleri :
Investors in People, çalışanların organizasyonun hedef ve amaçları doğrultusunda geliştirilmesini sağlamak amacıyla geliştirilmiş uluslararası, ilk ve tek insan kaynağı standardı. Standart organizasyonel performansın insan kaynağının geliştirilmesi yoluyla artırılmasını öngörüyor. Bu çerçevede IIP: planlı bir yaklaşımla stratejik hedeflerin iş hedefleri olarak en alt düzeye kadar yayılımını ve tüm çalışanların bu hedefler doğrultusunda geliştirilmesi yoluyla iş performansının ve rekabet gücünün artırılmasını içeren pratik bir yaklaşım sunuyor. Bu niteliği ile IIP, performansın artırılmasına ve organizasyonun geliştirilmesine yönelik bir araç. Standart aynı zamanda, bir kuruluşun insan kaynağı yönetimi konusunda hangi noktada olduğunu görmesini sağlayan bir kıyaslama ölçütü.
Esas olarak Standart 4 temel ilke üzerine inşa edilmiş. Bunlar Taahhüt, Planlama, Eylem ve Değerlendirme. İlkelerine biraz daha yakından bakarsak IIP'ye göre;
"insana yatırım yapan bir organizasyon ;
- hedef ve amaçlarına ulaşmak için insana yatırım yapmayı, çalışanlarını geliştirmeyi tam olarak taahhüt eder,
- hedef ve amaçları, çalışanlarının bu hedef ve amaçlara ulaşmak için ne yapmaları gerektiği konusunda nettir ve gelişimi planlar,
- Performansını artırmak için çalışanlarını etkin bir biçimde geliştirmek üzere gerekli eylemleri/uygulamaları gerçekleştirir,
- Çalışanlarına yaptığı yatırımın performansa olan etkisini bilir. Eğitim ve gelişim programlarının sonuçlarını, ulaşılan değeri, gelecek ihtiyaçları değerlendirir.
Standart bu ilkeler doğrultusunda oluşturulmuş 12 göstergeden oluşuyor. Bir organizasyonun standarda ulaşabilmesi için, 12 göstergeye uygunluğunu gösterebilmesi gerekiyor. IIP süreçlere değil sonuçlara odaklı ve esnek bir yaklaşım. Dolayısıyla bir organizasyon bu ilke ve göstergelere uygunluğunu istediği yöntem ve araçları kullanarak sağlayabiliyor.
Standarda Ulaşmak için 6 Adım:
Bir organizasyonun standarda ulaşarak insana yatırım yapan (IIP) bir organizasyon olarak onaylanması birbirini izleyen 6 aşamayı içeriyor.
Söz konusu 6 adım :
1. Farkındalık: Standardın ne olduğu, tüm çalışanlara ve organizasyona getirilerinin neler olacağı, organizasyon üzerindeki stratejik etkilerinin organizasyon düzeyinde anlaşılması. Bu aşamada şirketin her düzeydeki çalışanlarının standart konusunda bilgilenmesi sağlanarak, şirket düzeyinde IIP'ye ilişkin farkındalık yaratılıyor.
2. Teşhis: Organizasyonun mevcut uygulamalarının, standart baz alınarak gözden geçirilmesi. Bu aşamada organizasyonun mevcut durumunun standart karşısında hangi noktada olduğu ortaya konuluyor, standart ile şirketin mevcut durumu arasındaki farkın analizi yapılıyor.
3. Taahhüt: Organizasyonun standarda ulaşması için gerçekleştirmesi gereken çalışmaları içeren bir eylem planı hazırlanıyor. Organizasyon bu eylem planını uygulamak için taahhütte bulunuyor ve bu taahhüdü tüm çalışanlarına duyuruyor. Eylem planını uygulayacağını taahhüt ederek teyid mektubunu imzalayan organizasyona, sergilediği kararlılığın göstergesi / ödülü olarak "taahhüt sertifikası" veriliyor.
4. Uygulama: Değişim için planlama yapılması ve harekete geçilmesi. Bu aşamada,, teşhis aşamasında belirlenen tüm alanlarda eksiklerin giderilmesi için hazırlanan eylem planında yer alan uygulamalar başlatılıyor.
5. Değerlendirme: Bu aşamada organizasyonun uygulamaları ne ölçüde hayata geçirdiği, standardı karşılayıp karşılamadığı değerlendiriliyor.
6. Ödül: Değerlendirme aşamasında standarda uygun olduğu belirlenen organizasyonun uygunluğu onaylanıyor ve IIP’ye ulaştığı belgelendiriliyor.
Standarda giden bu yolda organizasyonlar IIP İngiltere'nin sertifika verdiği danışmanlarla çalışabiliyorlar. Standarda ulaşarak belgelendirilen kuruluşlar 3 yılı geçmeyen periyodlarla değerlendirilerek standarda uygunluğun sürekliliği sağlanıyor.
IIP’NİN GETİRİLERİ :
Standarda ulaşarak IIP ödüllü bir kuruluş olmak, İnsana Yatırım Yapan bir organizasyon kimliği kazanmak kuruluşların iş sonuçlarında ciddi iyileşmeler sağlıyor. IIP, insana yatırımın kalitesini artırarak EFQM ve ISO gibi kalite konusundaki girişimleri tamamlayıcı ve destekleyici bir işlevi yerine getiriyor ve bu konulardaki çalışmalara değer katıyor.
12 yıldır yapılan bağımsız araştırmalar IIP'nin, stratejilerin iş sonuçlarına dönüştürülmesinde etkin bir araç olduğunu net bir biçimde ortaya koyuyor. 1999'da yapılan kapsamlı bir araştırmanın sonuçlarına göre; IIP ödülü almış organizasyonların %72'sinde rekabet avantajının, %70'inde verimliliğin, %40'ında karlılığın arttığı görülüyor. Bunlar, IIP'nin iş sonuçlarına yansıyan getirileri. Standardın özüne bakıldığında, IIP'ye ulaşarak insana gerçek anlamda yatırım yapan organizasyonların performans göstergelerinde yaşadıkları bu olumlu iyileşmeler doğal ya da olağan olarak nitelendirilebilir.
Şöyle ki; IIP özünde insana inanan ve gerçekten değer veren bir yönetim felsefesini ve yönetsel uygulamaları öngörüyor. Bu yönetim felsefesi çerçevesinde de şirket stratejisi ile insan kaynakları stratejisinin bütünleşmesine dayalı bir yaklaşım. IIP, organizasyonel hedeflerle bireysel hedeflerin entegrasyonunun sağlanması ve çalışanların beceri ve motivasyon inşası üzerine kurulu. Dolayısıyla çalışanlar bütün içindeki yerlerini ve bütüne yaptıkları katkıyı somut olarak görebiliyorlar. Daha çok çalışan katılımı, çalışanların hedefler doğrultusunda (ve gerçek anlamda) gelişimi ve başarının takdiri ile kuruluşta motivasyon artıyor, moral düzeyi yükseliyor. Çalışanların işte kalma süreleri artıyor, devamsızlık oranları düşüyor, değişimi kabule hazır olma ve kendini organizasyonla tanımlama artıyor. Nitelikli, motivasyon düzeyi yüksek, potansiyellerini ortaya koyan ve sürekli gelişen çalışanların performans artışı iş sonuçlarında da iyileşmeler sağlıyor. Bu yüzden de standarda ulaşarak "İnsana Yatırım Yapan" organizasyonlar, verimlilik ve karlılık artışı, daha yüksek müşteri tatmini ve kalitede iyileşme yaşıyorlar. Artan performans düzeyleri ile de rekabet üstünlüğü sağlıyorlar.
Yaklaşımın sözü edilen ciddi getirileri, hiç kuşkusuz standardın uluslararası bir nitelik kazanmasının ve standarda yönelik ilginin giderek artmasının temel nedenini oluşturuyor. HSBC, Mc Donald's, BBC, BMW, AXA, TNT ve Holiday Inn, IIP ödülünü almış başarılı şirketlerden sadece birkaçı. Ülkemizde de JTI Türkiye, IIP ödülünü alan ilk şirket olma özelliği taşırken Garanti Bankası, Turkcell, Pfizer, Boehringer Ingelheim, Temsa gibi kuruluşlar IIP yolculuğuna çıkan kuruluşlar arasında bulunuyor.
SONUÇ
Ülkemiz açısından baktığımızda IIP'nin öngördüğü insana değer veren, gelişim odaklı yönetim felsefesi bizim de şirketlerimiz için hep hayalini kurduğumuz, gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz bir yaklaşım. Standardın amaçladığı yönetsel tarz ve uygulamalar aslında, bizim yönetim geliştirme programlarımızla, performans ve gelişim yönetim sistemlerimizle ulaşmak istediğimiz ideal noktayı tanımlıyor. Bu ideale giden yolda, özellikle İK bölümleri olarak yıllardır uğraş veriyoruz.
Sistemlerimizin kurulması ve işletilmesi aşamalarında tüm yönetim takımımızın desteğini almaktan, projelerimize şirket projesi olarak bütünsel bir kimlik kazandırmaya kadar bir çok alanda zorlandığımız da bir gerçek. Bu gerçekten yola çıkarak IIP'yi; İK yönetiminde hangi noktada olduğumuzu görme ve gelişim alanlarımızı tanımlama, içtenlikli bir iletişim ve işbirliğine dayalı yönetici çalışan ilişkisi oluşturma, gelişime odaklı, geliştirme yetkinliklerine sahip bir yönetim takımına sahip olma, tüm gelişim aktivitelerinin performans üzerindeki etkisini artırma ve değerlendirme, gelişimin herkesin sorumluluğu olduğu bir anlayışı yerleştirebilme, tüm çalışanlara insana gerçekten yatırım yapan bir şirketin üyesi olma gururunu yaşatma olanağı sağlayacak stratejik bir araç olarak değerlendirebiliriz.
Dr.Sema ÖZÇER
MAY Danışmanlık
Kurucu Ortak
HRdergi, Aralık 2004