may danışmanlık hizmetleri
Performans ve Gelişim Yönetimi
Hedeflerle Yaşamak!

"Rüzgarla Savrulan Bir Yaprak Ya Da İmbat Dalgası Olmak!"

Tüm çocukluk ve ilk gençlik yıllarım doktor olmayı istemekle geçti. Çocuk doktoru olmak ve o dünyanın en güzel, en masum yaratıklarının acılarına derman olmak, onları iyileştirmek... Rüyalarımda kaç kez kendimi beyaz önlükler içinde, o güzel çocuklara şifa verirken gördüğümü bilemezsiniz...Ama olmadı. Üniversiteye giriş sisteminin azizliği mi dersiniz, benim yetersizliğim mi olmadı işte..İlk denememde başarısızlığa uğradım. Aldığım puan tıp fakültesine yetmedi, hedefime ulaşamadım. Başkalarının haklarına engel olmamak adına sınava bir kez daha girmeyi, şansımı bir kez daha denemeyi istemedim. Tıp yerine işletme okudum. Çok uzun yıllar sonra oğlumla bunu paylaştığımda; hayallerimin peşinden gitme konusunda yeterince kararlı davranmamış olduğumu söyledi ve ekledi; "Ben pes etmeyecek, hayallerimin peşini bırakmayacağım!" İçim gururla doldu...Tabii ki doğrusu bu...Keşke bunu hep yapabilsek. Hayallerimiz, ulaşmak istediğimiz hedeflerimiz olsa ve tüm engelleri aşarak onlara ulaşmayı başarabilsek. Engeller ve güçlüler karşısında  hemen pes etmesek...

Uzun yıllar önce, üniversitenin birinci sınıfındaydım. Bir aile toplantısında, büyüklerimizden biri şöyle bir soru sordu; "Ne olmak, ne yapmak istiyorsun?" Yanıtım yoktu...Çoğumuzun olduğu gibi benim de yanıtını hep bildiğim soru "Büyüyünce ne olacaksın?" dı. Okumakta olduğum üniversiteyi bitirmek dışında bir hedefim yoktu. O da zaten benim seçimim değildi...Soruları devam etti...Sonrasında ne yapacaktım, nasıl bir işte çalışacaktım, nasıl bir hayatım olmasını istiyordum...Üzerinde hiç düşünmediğim konulardı. Kapağı bir üniversiteye atmıştım gerisi nasıl olsa kendiliğinden gelecekti. Bana hedefli yaşamanın, ne yapacağını biliyor olmanın öneminden ve getirilerinden söz etti. İstediği mesleği bile seçememiş olmanın hayal kırıklığı ile bunun anlamsızlığını savunduğumu hatırlıyorum. Doktor olmak bir hedefti, güzel bir hayaldi. Ama ulaşamamıştım. Bir insanın hedefine ulaşmasını engelleyecek o kadar çok değişken vardı ki...Ve bunların çoğu da insanın kontrolünde olmayan değişkenlerdi. O zaman hedef koymanın bir anlamı yoktu ki...Bireysel çabalar işe yaramıyordu, kendi potansiyelinin, güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olarak, ulaşılabilir hedefler koymanın önemini ondan öğrendim. Hedef koymanın tek başına yeterli olmadığını, hedefe ulaşmayı çok istemenin ve hepsinden önemlisi hedeflere ulaşabilmek için çok çalışmanın  gerekliliğini de...Bütün bu sürecin gözümü korkuttuğunu ve sürecin anlamsızlığı ile ilgili itirazlarımı sürdürdüğümü hatırlıyorum. Sonra bana şu soruyu sordu; "Şu hayatta nasıl bir yaşam sürdürmek istiyorsun? Rüzgarla oradan oraya savrulan bir yaprak mı? Yoksa  bir imbat dalgası olmak mı? Seçim senin..." Yüreğimden yakalanmıştım. Aslında bir insan için; ne istediğini bilmek, hedefler koymak ve hedefler için uğraşmak yaşamına sahip çıkmaktan başka bir şey değildi. Birey, etkin birey olmanın gerekliliğiydi bu...Doygun ve keyifli yaşamanın sırrı buradaydı. Kolay olan güçsüz, rüzgarla savrulan bir yaprak olup, oradan oraya savrulmaktı. Ama bedeli ağır olan seçim de buydu. Bedel; gücümüzün farkında olmayarak yaşamak, yapabileceklerimizin çok azını yapabilmek ve yaşamın bize sunduklarıyla yetinmekti. Yıllar, çok uzun yıllar sonra geriye dönüp bakmak ve "Ah şimdiki aklım olsaydı!" demek ve geri dönülemez pişmanlıklarla yaşamaktı. Elde edilememiş her güzellik için, çaresizce başkalarını ve hayatı suçlamaktı. Birden yaşamın sırrını anladığımı farkettim.

İmbat dalgası olabilmek...

Her şey önce kendine inanmakla başlıyor. Önce gücümüzün çok iyi farkında olalım...
Hep hedeflerimiz olsun. Ulaşmayı istediğimiz, ama çok istediğimiz, yüreğimizi koyduğumuz...
Hedeflerimizi çok iyi tanımlayalım. Bir kenara yazalım.
Hedeflerimize ulaşmak için neler yapmamız gerektiğini, nasıl yapacağımızı, ne zamana kadar yapacağımızı net olarak belirleyelim.
Belirleyeceğimiz her hedef, bizi bir öncekinden bir adım öteye taşıyacak zorlayıcılıkta olsun...
Enerji ve motivasyonumuzu tazelemek ve canlı tutmak için, hedefimize ulaştığımızda neler hissedeceğimizi hayal edelim.
Başarısızlıklardan asla yılmayalım. Aslında başarısızlık yoktur. Aslolan hedefimiz için, içtenlikli çabayı gösterdiğimizden emin olabilmektir.
Başarının keyfini, doygunluğunu dolu dolu yaşayalım...
Seçim sizin; "Rüzgarla savrulan bir yaprak mı yoksa  bir imbat dalgası mı olmak istiyorsunuz?"

Tüm hayallerinizin gerçekleşmesi dileğiyle...

Dr. Sema ÖZÇER
MAY DANIŞMANLIK - KURUCU ORTAK
TİSK İşveren Dergisi, Ocak 2008



Hit:4144  |  01.01.2008
   
   
anasayfa | biz kimiz | basında biz | danışmanlık hizmetlerimiz | eğitim hizmetlerimiz | investors in people | gelişim atölyesi | referanslarımız | bize ulaşın tasarım xpur.com